top of page

En zorlu savaşımız!

Bu yazıda hırsa odaklanacağız ancak asıl önemli olan nokta, hırsın doğru ve tutarlı kullanımını irdelediğimiz süreç olacak. Hırsın doğru ve tutarlı çerçevesini çizmeye çalışırken, sizde içinizde barındırdığınız ‘Seni yeneceğim İstanbul!’ kalıbının tutarlı olup olmadığını sorgulayabileceksiniz.


Bu konuyu öyle farklı farklı hikayelerden ziyade, aşama aşama kendi içimde yaşadığım süreçte var olan ve sonrasında iyiden iyiye evrimleşen, yeri geldiğinde sönük kalan, yeri geldiğinde vitesi 5'e atan hırs kavramını inceleyelim istiyorum. Bu sayede, hırsın nasıl duygularımız gibi inişli çıkışlı olduğunu ve onu güçlü tutmak için hangi mantıksal donelere ihtiyacımız olduğunu anlayalım.


Hazırsanız başlayalım.


Duygular, Hırs ve Ben






Duygusal olarak çok kararsız ve çok çabuk bir şeylerden vazgeçebilen bir yapıdayım.


Sabah yaptığımız bir gezme planını, öğlene doğru değiştirebilir veya 5 dakika önce dışarıda kahve içmeye hevesliyken, 5 dakika sonra olmayabilirim.





Bunun hırsla çok bir ilgisi olmadığını bende farkındayım ancak bu duygu değişimi, iş konusunda da çokça karşıma çıktığı için, hırsı dengesiz veya sönük bir hale sokabiliyor, hatta odağımı anlık olarak paramparça edebiliyor. Bu yönüyle baktığımızda fazlasıyla alakalı benim için.


Çok farklı işlerde çalışma fırsatı yakaladım. Ortaokulda başlayan çalışma serüvenimde büründüğüm karakterler çaycı, garson, komi, çağrı merkezi elemanı, hamal, kadın giyim sektöründe yarı zamanlı satış danışmanlığı, e-ticaret ve dropshipping diye liste uzar gider.


Bu işlere karşı olan duygumda farklı değildi. Ani duygu değişimiyle istifa evresine geldiğim çok an oldu hem de özellikle 19 yaşında, kadın giyim alanında daha yarı zamanlı çalışırken müdür yardımcılığı teklif edildiğinde bile.


Çoğu kişi hırs kavramının bir yapısal özellik olduğunu ve doğuştan geldiğini düşünebilir ancak ben öyle düşünmüyorum. Çünkü öyle olsaydı ben şu an bulunduğum durumda olamazdım.


Oppaze Dropshipping Pazaryeri

Çoğu zaman, çevrem tarafından ayran gönüllü olarak tanımlanmama rağmen, konu Oppaze olunca duygularımı sıfırlayabiliyorum. Hem de uzun bir süredir.


Peki bu nasıl oluyor da çoğu şeyde duygularına yenik düşebilen bir karakter, bir projeye duygusuz ve odaklı yaklaşabiliyor ? İşte tam da odaklanacağımız nokta burası. Hırsın içten gelen bir motive olduğunu herkes söyler ancak bunu besleyen bir şeyler olmalı değil mi ?


Özellikle uzun soluklu bir süreçteyseniz (ben ve ekibim gibi), birçok şeye karşı savaşırken, hırsınızı besleyen donelere de çok ihtiyacınız olacak.


 

Elimizdeki Doneler


Ülke bazlı girişimlerin başarı - başarısızlık oranı.
Ülke bazlı girişimlerin başarı - başarısızlık oranı.



Herkes bilir ki, bir girişimin başarı oranı düşüktür. Selamlar deyip girdiğiniz yoldan, hoşça kal diyerek ayrılmanız an meselesi bile olabilir.





Bu başarı oranıyla ilgili saçmalıkları da ayrıca kaleme almıştım. O sebeple burada eleştiri yapmayacağım.😄 Bağlantıya tıklayarak "Girişimlerdeki Başarı Oranı Saçmalığı" yazısına da göz atabilirsiniz.


Devam edelim konumuza.


Özellikle girişim dünyasına adım atmadan önce elinizde nesnel bazı veriler olması gerekir.


Projeden projeye değişse de,


  • Sermaye ve Pazar Araştırması,

  • Rakip Analizi ve Sorun Kaynağı,

  • Çözüm Modelleri ve Kullanıcı İhtiyaçları gibi bir çok veriyi elde bulundurmamız ve bir süzgeçten geçirmemiz gerekiyor.


Bunları sadece bir girişime başlarken kullanacağız diye düşünebilirsiniz ancak bunları girişiminizin her bir yol taşını döşerken kullanacaksınız.


En önemlisi de, uzun soluklu bir girişim süreci sizi bekliyorsa (ki bunu ön göremezsiniz), kendinizi motive ve ikna etmek içinde kullanacaksınız.


Ara ara ama sık olmamak kaydıyla özellikle geceleri,


*Gerçekten doğru yolda mıyız ?


*Hayatı mı kaçırıyorum ?


*Bu işin sonu nereye varacak ?


*İnsanlar (ekibiniz) bize güveniyor, ya onlara karşı mahcup olursam ?


*Yaşıtlarımız hayatlarını kuruyor da biz ne yapıyoruz ?


gibi bir çok soru işareti bazı geceler kafanızda yankılanıp duracak. Bu soruları sorarken yaşadığınız duygusal yoğunluk, hırsınızı anlık olarak zedeleyecek elbette.






Hatta bu durumu Yemeksepeti Kurucusu olan Nevzat Aydın'ın güzel bir videosuyla destekleyelim.





Nevzat Aydın gibi bizlerde ne kadar bireysel fırsatları elimizin tersiyle ittik ekip olarak tahmin edemezsiniz.


İşte tüm elimizin tersiyle ittiğimiz fırsatları ve o hayatı düşünürken, sigaranın dumanı usulca gecenin karanlığına karıştığı tam da o an, beyninizde bir savaşın başladığı andır.


Duygularınızla hırsınızın savaşı!

Ve emin olun bu çok çetin bir savaş!


 

Kendinle Tanışmak


Oppaze'ın, şahsıma kattığı onlarca tecrübenin yanında, bana fırsat sunduğu bir alan daha var.


Kendimi tanıyacak zamanı sunması.


Beni yeri geldiğinde öyle çıkmaz sokaklara soktu ki, zihnimde, o çıkmaz sokaklarda çıkış yolunu ararken kendimle çok baş başa kalma şansım oldu.


Her krizi fırsata çevirmek derler ya, işte bu anlarda benim için bir krizi fırsata çevirme anlarıydı. Bir girişim, sadece iş hedeflerinizi değil, aynı zamanda kendinizi tanıma sürecinizi de hızlandırır.


Oppaze sayesinde, stres altında nasıl kararlar verdiğimi, mükemmeliyetçiliğin fayda ve zararlarını, detaycılığın sınırlarını fark ettim. Bu farkındalıklar, hırsın daha bilinçli bir şekilde yönlendirilmesine olanak tanıyor.


Hırsınızı desteklemek için elinizdeki doneleri dikkatlice sorgulamalısınız.


Bu sorgulama süreci, duygularınızın değil, mantığınızın ağır basmasını sağlar.


Kitabı da mutlaka öneririm!
Kitabı da mutlaka öneririm!


Hatta bu yazıyı yazdığım esnada "Google Nasıl Yönetiliyor?" kitabını okuyordum. Karar mekanizması ile ilgili tamda bahsettiğim kısma dikkat çeken bir noktaya şans eseri denk geldim.

 

Galibiyet Süreci


Bu galibiyet sürecini biraz betimleyerek yapalım mı ? Ne dersiniz ?


Düşünen girişimci :)
Düşünen girişimci :)


Gecenin bir vakti, saat 04.00 civarı. İşe o günlük nokta koyulmuş ve günlük rutinler kafamızın içinden geçiyor. Bir sigara yaktık ve ilk dumanı verirken etrafa bir göz attık.




Birden uzun zamandır dışarı çıkmadığınız aklınıza geldi. Arkadaşlarla gidip bir şeyler yapayım bir gün diye içinizden geçirdiniz. Sonra ortalama kaç para gideceğini düşündünüz. Yok çıkmayayım sonra sorun oluyor dediniz kendi kendinize.


Birden farklı bir pencere açıldı zihninizde. Şu yaşa geldik be dediniz. Elde ne var ne yok diye bir düşündünüz. Yaşıtlarınızın ne yaptığını düşündünüz. Eğer fırsatları tepmeseydim şu an nerede olurdum (kendim için söyleyeyim Almanya'da olacaktım) diye düşündünüz.


İçiniz bir daraldı istemsizce.


İşte o anda yukarıda ki sorular tek tek aklınıza düşmeye başladı. İkinci sigarayı yaktınız. Sorular bombardıman gibi geliyor, durduramıyorsunuz. Ya ne olacaksa olacak en fazla başarısız oluruz, sonrada gider öğrendiklerimizi başka bir işte kullanırız diyorsunuz.


Ardından bir soru daha! Bu yaştan sonra hangi mühendislik firması bizi işe alır ?


Tamam tecrübesiz olabiliriz ama yönetim, ekip, ürün, pazarlama vb. konularda değerlendirebilirler bizi diyoruz.


Türkiye' de meritokrasi veya liyakat vardı da, birde seni isteyeceklerdi diye aklınızdan geçti.


Görüyorsunuz dimi?


Siz bir yol sundukça beyniniz tarafından ülkenizin ve hatta dünyanın gerçekleri nasıl vuruluyor.


Girişiminize dair sorular gelmeye başlar bu seferde.


İşte en geç burada hırsımızın silahlarını devreye almamız gerekiyor.


Pazar araştırması, Sermaye vb. nin yanında en önemlisi Sorun ve Çözümü.


Nevzat Aydın ve kurucu ekibi, doğru yolda mıyız diye sorgularken gidip görelim ya mı demiştir sizce yoksa tüm kendi donelerini masaya yatırıp, burada hala bu açık var ve biz bu işi nihayete erdireceğiz diye defalarca kendileriyle mi savaşmışlardır ?


Her kurucu, girişimci ve girişim ekibinde büyük fedakarlıklar yapan ekip üyeleri gibi sende yalnız değilsin! Hepimiz bu süreçten geçiyoruz. Hepimiz sorguluyoruz. Hepimiz korkuyoruz. Ama bizi diğerlerinden ayıran ve devam etmemizi sağlayan donelerimiz ve donelerimizin beslediği hırsımız var!


Kendi donelerimin geçerliliğini devamlı sorgularken, Oppaze' da başarılı olur muyuz ya da olmaz mıyız inanın hiç bir fikrim yok ama bildiğim birkaç şey var;


*Bu pazarda açık var.


*Bu sorunu bizzat biz yıllarca yaşadık.


*Bu sorunu çözmeye bireysel olarak yıllarca uğraştık ama çözemedik.


*Bizim gibi binlerce bu sorunu yaşayan kişi var.


*Azimli ve gözü kara bir ekibe sahibiz.



Süreç Özeti ve Son Sözler


1-Kendimizi tanıyıp en doğru karar verme ve sorgulama versiyonumuza doğru devamlı kendimizi eğiteceğiz.


2-Araştırma ve öngörülerimizin geçerliliğini ve doğruluğunu sürekli sorgulayacağız.


3-Bu doneleri, duygularımıza karşı silah olarak kullanacağız.


 

Unutmayın! Biz robot değil, insanız. Bu da bize inatçı olabilme şansı sunuyor.



Girişimcilerin ayak izleri.
Girişimcilerin ayak izleri.


Tüm bu yazıda bahsettiğimiz savaş anını yaşadığınızda, yanınızda olamasak bile o yollardan geçmiş yüzlerce girişimcinin adımlarını hissedebilirsiniz.






İyi savaşlar diliyorum o halde.🙂


Sağlıcakla kalın.


1 comentario

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
Invitado
13 ene

Harika bir yazı.

Me gusta

İletişime geçelim.

© 2025 Copyright Emre Yazıcı

bottom of page